Popüler kültürden imgesel gerçekliğin hakiki ve hakkaniyetli algısına giden yol yine popülerden mi geçer? Ya da Campbell çorbası entelekte ne kadar hitap edebilir? Algısal dünyanın popüler gerçekliğini sorgulamaya çalıştığımızda en önce ve muazzam bir soru çıkıyor karşımıza: “Bu şey imgesel monologuma ne kazandırabilir?” Başka bir deyişle popüler algı biçimi sunumsal dışavurumu öne çıkarır. Böylece şeylerin kendileri değil, sunuma yönelen faydacı nitelikleri önem kazanır. Değerli bilgi imgesel monologu yüceltecek bilgi olur. Yani ne kadar cool, o kadar iyi.
İmgesel gerçeklik nedir, nasıl şekillenir, ne menem bir şeydir? Belli bir şekli, yapısı, giyimi kuşamı, kısaca herhangi bir belirleyicisi var mıdır? Tözünde ne olduğunu, nasıl bir şekle sahip olduğunu bilebileceğimiz bir şey değildir imgesel gerçeklik. Tözünün aslından varolan değil ama tözüne bizim verdiğimiz anlamlarla, yüklediğimiz niteliklerle değerlendirebiliriz onu. Bu durumda şekli herkese göre değişen ve asla tarif edilemez olan bir şekilsiz hamurumsudur imgesel gerçeklik. Öyle ki bu hamurun tarifini veremeyiz, onu tanımlayamayız, hattta hamurun ‘hamurumsu’ olduğundan, yani varolduğundan ve bu varoluşun ‘şekilsizliğinden’ öteye herhangi bir tanımlamasının yapılamazlığından başka hiçbir apriori veri yoktur elimizde.
Bu şekilsizliği onun her şekle girebilmesinin olanağıdır; bu şekilde her durumda farklı çıkış noktaları ve farklı anlamlar yüklenir. Her birey, her toplum ve her zaman için kendi dilini -ya da dilsizliğini- yaratır, kendi söylemini edinir. Popüler olabilirliği bu niteliğine bağlıdır.
Bu söylem içerisinde yapacağımız tanımlamalar hiçbir zaman her koşula uyum sağlayabilecek mutlak veriler olmayacaktır. Şey’ler bu bağlamda incelenirken ona altyapıyı sağlayan koşulların göz önüne alınması gerekir. İmgesel monologa kazandırılacak şeyin, yani cool olanın ne olduğu fikri, her farklı tabanda farklı özellikler taşıyacaktır. Bu gerçeklik dâhilinde popüler kültürden imgesel gerçekliğe sıçrama girişimimiz onun bu tanımlanamaz niteliğinin koşullara göre anlaşılma çabasından hareket edecektir.
Öte yandan, imgesel gerçekliğin tanımındaki belirsizlikler onun algısına giden yolu tanımlamaya çalışmanın önemini ortaya koyuyor. Tanımın yapılabilmesi belli şeylerin anlaşılabilmesi için bir araçtır, bu bakımdan bu (sonucu kestirilemez) çaba popüler kültürün bayağılığı gibi bir düşünceye kapılmaksızın, pek çok katmandan insana hitap edebiliyor olduğu gerçeği gözönüne alınarak değerlendirilmeli.
3 yorum
Comments feed for this article
Temmuz 9, 2007 8:38 pm
tolga
Selamlar Akif,
Yazi benim de kafama takilan noktalarla ilintili olmus. Eline saglik.
Son paragrafta da degindigin gibi imgesel gerceklige ‘direkt’ takilarak, onu algilamamiz mumkun olmaz. En basitinden biri “Che” t-shirtu giyiyorsa, Che’nin tarihsel kisiligine bakarak o kisinin bu eylemi hakkinda fikir sahibi olamayiz. “Bu kisi neden Che t-shirt’u takiyor?” sorusuna cevap aramak gerektir en basta. Ama o gerceklikten koparak da varolani dogru degerlendiremeyiz gibime geliyor. Belki de imgeselin ayrintilarinda hersey gizli ama bu dedektiflik yapmamiz gerektigi anlamina da gelmiyor tabii.. O imgesellik ve ona bakan ozne (biz) arasinda karsilikli bir bakisa ihtiyac var belki de. Bilgi’yi onceleyen bir bakis. Cunku katiksiz bilgi ister istemez ideolojik artiklariyla birlikte geliyor.
Temmuz 9, 2007 9:43 pm
proetcontra
Selamlar Tolga.
Haklısın. İşleyişin tüm elemanlarını sürece dahil etmemiz gerekiyor.
Verdiğin örnekte şöyle bir süreci takip ederdim: Tişörtün iletişime dahil olmasının anlamı, peşisıra kişinin kendini tişörtle ifade ediyor oluşunun ardında yatanlar, son olarak da ifadenin kendisi (Che’nin anlamı). Benim açımdan bu durum bana yalnızca o kişinin en başta iletmek istediği tanımı sağlar. O kişiyle iletişime geçmeden onun öznel varlığı hakkında fikir yürütemem. Hatta o tişörtü giyiyor olması bile onun Che’yi hayatında bir kez olsun duymuş olmasının garantisi veremez, sadece öyle olduğunu varsayarız.
Ben Che’nin tişörtlere basılıyor oluşunun popüler kültürle ilişkisinin, Che imgesinin kendi anlamından (ki o anlamın da belirsizliği var) sıyrılarak bir ticaret aracı haline gelmesinin manasını toplumun (ya da toplumların) kültür biçimlenmeleriyle anlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu yazı da popüler kültür incelemesine hafif bir giriş mahiyetinde, konuyu derinlemesine incelemekten oldukça uzak. Fazla bir şey söylemiyor, belki cool’u kültür içerisinde bir yere konumlandırıyor. Konuyu ileride daha ayrıntılı incelemeye çalışacağım. Bu konuyla alakalı ilk yazıda da meseleyi hatırlatması için Warhol’un Monroe’su yerine Che’sini kullanayım, hem ikisinin de popüler kültür içerisinde aynılaştığını ortaya koymuş oluruz.
Şubat 19, 2009 5:57 pm
Serbest Yazarlar » İçerik
[…] Popüler kültürden imgesel gerceklige, proetcontra Bu Yazı 4 Kez Okundu | Bu Yaziyi Paylas […]